TAVUK-YUMURTA SORUSUNDAN VAROLUŞA BAKIŞ
Tavuk mu yumurtadan çıkar Yumurta mı tavuktan? Güncel bir habere göre İngiliz bilim adamları yüzyıllardır süren ‘Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan çıkar? sorusunu yanıtlamış. İngiltere’deki Warwick ve Sheffield Üniversitelerinden araştırmacıların yayımladıkları rapora göre; yumurta kabuğu sadece tavukların yumurtalıklarındaki proteinden yapılabildiği için süreç “tavuktan yumurtanın çıkmasıyla” başlamış. Oysa birkaç yıl önce de Nottingham Üniversitesinden Profesör John Brokfield’in yaptığı açıklamaya göre; bugün tavuk olarak adlandırdığımız türün, tarih öncesi çağlarda bir yumurta içinde embriyo olarak oluştuğu ve bu embriyonun DNA’sı da tavukla aynı olduğundan, “Tavuk yumurtadan çıkar.” sonucuna varıldığı haberi ilan edilmemiş miydi? |
Bu paradoksal felsefi sorunun önemi elbette insanoğlunun hangisinin hangisinden önce çıktığını sadece merak etmesinde değil. Bu sorunun ardındaki asıl soru, varoluşsal nedensellik zincirinin ilk halkasına dayanmakta. Bir anlamda ilk nedenin ne olduğu sorusunun tavuk ve yumurtaya indirgenmiş hali.
Panta Rei! Herşey akar... Doğadaki her şeyin sürekli değişim içinde olduğunu gözlemleyip, evreni boyuna akıp giden bir süreç olarak kabul eden Antik Çağ filozoflarından Heraklit, “Panta Rei” her şey akar, der. Bu akış içindeki değişim, dönüşüm kaçınılmazdır. Toprak bitkiye, bitki ateşe, bulut suya, su havaya çevrilir durur. Her şey değişerek, birbirine dönüşerek varlık bulur. |
Bir şeyin ölümü bir başka şeyin varoluşuna neden olur. Onun için de, “Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz.”. İlk girilen sudaki zerrecikler akıp gitmiştir uzaklara, belki bir çağlayandan dökülüyorlardır o anda belki havadaki bulut olmuşlardır, belki de yağmur damlalarındadırlar. İkinci kez girilen nehirdeki zerrecikler aynı zerrecikler değildir artık. |
Savaş herşeyin babasıdır...
Bu akış, hareket, fiil çelişkilerin mücadelesinin bir sonucu olarak meydana gelir. Zıtlar arasındaki çelişkinin varoluşun temeli olduğunu varsayan Heraklit’e göre; savaş herşeyin babasıdır. Karşıtların savaşı varlık ya da oluşun tek ve en önemli koşuludur. Savaş halinde bulunan karşıtlar, birbirinin yerini almak için çatıştıkça evrendeki hiç dinmeyen hareket devam eder durur. Örneğimize dönecek olursak, tavuk yumurtadan, yumurta da tavuktan çıkıp duracaktır bu akışa göre.

Diyalektik anlayış...
Çelişkilerin mantığı diye adlandırılabilecek diyalektik anlayış ise eşyanın özündeki gelişmeyi inceleyerek süreçleri ucu açık spiral bir gelişme biçimi olarak tasarlar. Doğanın tüm düzeylerinde mevcut olan çelişme nedeniyle şeylerin, daha üst bir düzeyde, daha gelişmiş karşıtına dönüştüğünü belirtir. Bu dönüşüm, karşıtların sürekli olarak birbirlerine dönüşmelerinden ibaret bir tekrar dizisi şeklinde değil, alttan üste ilerleyen bir sarmal şeklindedir. Karşıtların çelişkisi yeterli olgunluk düzeyine ulaşmadığı sürece, içlerinde barındırdırdıkları karşıtlıklarıyla birlikte süregelen birlikleri devam eder. Çelişki olgunlaştığında, karşıtların mevcut birliği ortadan kalkarak, bir üst düzeyde yeni bir birliğe bırakır kendini. Yani sarmalın bir üst basamağında, eskinin içinde değerli olanın yeninin içinde yerini aldığı yeni bir varoluş biçimiyle ilerler.
Örneğimizdeki yumurtamız da bu anlayışa göre civciv olur. Yumurtadan tekrar tavuk çıkmaz. Aynı ilerleme biçimiyle civciv önce piliç, sonra yarka olma aşamalarından geçip sonunda tavuk olabilecektir.
Yin ve Yang... Her şeyin zıddıyla var olduğu, varoluşunu da bu zıddının varlığına borçlu olduğu anlayışına dayanan yin-yang felsefesine göre; gerçeklik birbirinden ayrılmaz iki karşıt kutba sahip. Birbirinden bağımsız olmayan karşıtların biri olmadan diğerinin açıklanması mümkün değil. Gece olmadan gündüzün, soğuk olmadan sıcağın, karanlık olmadan aydınlığın anlamı yoktur. Birbirlerine dönüşebilen, birbirlerine bağımlı olan yin ve yang adı verilmiş bu kutuplar aynı zamanda karşıtlarını da kendi içlerinde barındırmakta. Gecenin içinde gündüzün, sıcağın içinde soğuğun, sevginin içinde nefretin, iyiliğin içinde kötülüğün olması gibi. Ayrı gerçeklikler gibi görünen bu zıt kutuplar aslında tek gerçekliğin zıt iki görünümüdür. |
Tavuğun içinde yumurtanın, yumurtanın içinde de tavuğun olduğunu söyleyebiliriz böylece. Üstelik hem birbirlerinin içindedirler, hem birbirlerine bağımlıdırlar hem de birbirlerine dönüşebilirler de diyebiliriz.
Vahdet-i Vücud...
İbn-i Arabi'nin Varlığın Birliği anlayışına göre; evrendeki her şey aynı Zat'ın büründüğü çeşitli suretlerden başka bir şey değildir. Olaylar aleminin bu kadar çeşitli olması durumu ise İlahi İsimlerin bileşimi olan İlahi tecelli suretlerinin çokluğundan ileri gelmektedir.
İlahi İsimler'in birbirlerine olan karşıtlıkları konusunda, Bağdat sufilerinden Ebû Said el-Harraz'ın; "Allah, ancak zıtlıkları terkib etmekle bilinebilir." sözünü esas alarak yaptığı açıklamada:
"...Zâhir 'Ben' dediği vakit Bâtın bunu yalanlar. Bâtın 'Ben' dediğinde de Zâhir bunu yalanlar. Ve bu husus her zıt çift için aynıdır. Konuşan Bir'dir ve O'nu dinleyenin de aynıdır." demektedir.
İbn-i Arabi'nin bu ifadesiyle ilgili Kaşani Fusus şerhindeki açıklamasında:
"İlahi isimler'in her biri kendi anlamını onaylar; fakat onun onayladığı ise hemen daha o anda kendine has anlamını onaylayan zıt bir isim tarafından reddedilir. Bu itibarla, alemin bir parçası kendine has özelliği açığa çıkarmakla kendi benliğini onaylamakta, fakat bunun zıddı da hemen bu onaylanmış olanı inkar ederek kendine has olan öncekinin açığa çıkardığına zıt olan bir özellik açığa çıkarmasıyla diğerinin ifadesini hükümsüz kılmaktadır.
Bu şekilde ikisinin her biri kendi tabiatında ne varsa onu ilan etmekte ve diğeri de ona olumsuz cevap vermektedir. Fakat ilan edenle cevap veren aslı itibariyle tek ve aynı şeydir." demektedir.
Açıklanan bu anlayıştan çıkan sonuca göre; varlık alemine nedensel yaklaşımda ısrarcı olunduğu sürece birbirinden çıkan tavuk ve yumurta görünümlerinden başka bir şey görülemeyeceği ve belirlenimci bakış açısıyla bakıldığında yumurta-tavuk paradoksunun sonsuza kadar devam edeceğidir.
Oysa Varlığın Birliği felsefesine göre; kendi doğalarındakini gerçekleştirirken birbiriyle karşıtlığa düşmüş, aynı gerçeğin farklı iki görünümü olan tavukla yumurta da, hatta bu yazıyı yazan benimle okuyan sizler ve varolan herşey de tek ve aynı şeydir.
Müzik: Deuter-Village Moon |