REENKARNASYON

Reenkarnasyon konusunda, inançlı, araştıran, sorgulayan, düşünen bir insanın inanıp inanmamak arasında gidip gelmemesi mümkün değil. Bir yandan İslâm büyüklerinin şiddetle reenkarnasyonu reddetmelerine kulak verip, diğer yandan konuyla ilgili bilgilendikçe reenkarnasyona doğru yaklaşmak…
Mevlana:”Ben de cansız varlıkken öldüm, yetişip gelişen bitki oldum; bitkiyken öldüm, hayvan biçiminde tezahür ettim. Hayvanlıktan geçip öldüm, insan oldum; öyleyse ölmekten korkmak niye? Hiç daha kötüye dönüştüğüm, alçaldığım görüldü mü?” diyor.
Yunus Emre’nin şu dizelerine ne demeli: ”Ete kemiğe büründüm,Yunus olarak göründüm" “Her dem yeni doğarız, bizden kim usanası."
Reenkarnasyonun var olduğunu düşünürsek, bu durum ilahi kitaplarla ve elçilerle açıklansaydı insanların üzerinde nasıl bir etkisi olurdu acaba? Her insana sadece bir kez yaşam hakkı olduğunu bilmesine rağmen insanoğlunun tek yaşam hakkını kullanış şekline baktığımızda görülenler, eğer birden fazla yaşam hakkı olsaydı neler olabileceği konusunda düşünmekten bile alıkoyuyor insanı. Bilmediği halde dünyayı savaş alanına çeviren insanoğlu, bilseydi eğer; nasılsa tekrar geleceğim diyerek, ölüp ölüp, dirilip şerrine devam etmez miydi?
En çok hadis rivayet eden sahabilerden Hz. Ebû Hureyre: “Resûlüllah’tan iki kap dolusu ilim aldım. Bunlardan sadece birini aranızda yaydım. Diğerine gelince, eğer bunu aranızda yaymış olsaydım, şu gırtlağım kesilirdi.” diyerek gizli bir ilme sahip olduğunu ifade ediyor. Acaba öğrenildiğinde gırtlağını kesecek kadar insanların inançlarına ters düşecek “Gerçek”e dair bilgiler arasında reenkarnasyon konusu da olabilir mi? Olup olmadığını bilemiyoruz. Ancak, Ebû Hureyre’nin bu ifadesinden anlaşılan; “Gerçek” e dair bilgilerin inançlara zıt görümde olabileceği.
Reenkarnasyon konusunda bulanık düşünceye sahip olanlara önermek istediğim; “Reenkarnasyon” başlıklı kitabında yazar Swami ABHEDANANDA, reenkarnasyon teorisinin dayandırıldığı temelleri açıklayıp, konu hakkındaki soruları cevaplıyor.
Kitap, yazarın, reenkarnasyon, ruh göçü, diriliş, evrimleşme, kalıtım konularında Amerika'da yaptığı konuşmalarından derlenmiş. Konuşma diliyle yazılmış olduğundan rahat ve kolay okunuyor.
Yazar reenkarnasyonu; izlenimlerin deposu olan zihnin bilinçaltı seviyesinin, insanın kaderini ve karakterini oluşturan ve şekillendiren izlenimlerle dolu olduğu, bu izlenimlerin de arzular şeklinde ortaya çıktığında eylemlerimize neden olup, yaşam bittikten sonra dünyevi nesne ve zevklere karşı bir özlem kalmışsa güçlü arzuların kişinin tekrar doğumuna neden olduğu şeklinde açıklıyor.
Bu teoriye göre, yaşam sırasında sahip olunan güçlü arzular ölen kişinin içsel doğasını şekillendiriyor ve bu arzular tezahür edilecek durum ve ortamı seçme gücüne sahip olduğundan yeni şekillenen içsel doğa uygun ebeveynleri seçerek ya da onlara çekilerek, onlardan doğuyor.
Bilge Swami’nin aşk konusundaki açıklaması da ilginç: İki ruh arasındaki çekim gücü olan “Aşk” bedenin ölmesiyle son bulmuyor. Gerçek aşk ölümde baki kalıyor. Gelişerek gittikçe güçleniyor ve ruhlar ölümsüz olduğu için de ilişki ebediyen devam ediyor.
Reenkarnasyon konusunda en çok sorulan sorulardan biri de, önceki hayatlarımızı neden hatırlayamadığımız. Swami, bilinçaltımızda depolanmış halde bulunan izlenimlerimizi baskı altında tutan duyu bilincimizi konsantrasyonla kapatmayı başarabilirsek geçmiş yaşamlarımızı hatırlayabileceğimizi ancak önceki hayatlarımızdan topladığımız bilgi ve bilgeliğe sahipsek hatırlamanın önemli olmadığı söylüyor.
Swami'ye göre çocuğun ebeveyninin bütün özelliklerini, yaşam tarzını ve karakterini miras aldığını söyleyen Darwin'in "Türlerin Evrimi Teorisi" de, zihinlerimizin bireyin fazla büyümesi, büyümenin basit devamlılığı olduğu şeklindeki Heackel'in teorisi de sorulara cevap vermez. Birçok bilimadamı da, kazanılan karakterlerin hiçbir zaman nakledilemeyeceğini öne sürerek bu teoriyi reddetmiştir.
Darwin'in teorisini dışlayan, Weisman'ın "Tohum Plazmanın Sürekliliği Teorisi" ise kalıtımın; belli bir kimyasal ve moleküler yapısı olan ve bir bireydeki gelişen bütün eğilimlerin potansiyelini içeren "Tohum Plazması" adı verilen bir maddenin kuşaktan kuşağa aktarılmasıyla gerçekleştiğini öne sürmekte.
Bu teoriye göre; ebeveynler, bu tohum plazmaların en baştan itibaren içlerinde var olan kendi özel eğilimlerini ve güçlerini tezahür ettirdiği kanallar olmakta. Ebeveynlerin tohumların yaratıcısı olmadığı, bunun tersine tohumların beden doğmadan önce, beden gelişmeden önce, önceki nesillerde ve evrenin ortak stoğunda var olduğu şeklindeki sonucun kalıtımı reenkarnasyona doğru getirdiğine işaret ederekbilim, bu ortak stoğun ne olduğunu ve bu tohumların bu ortak özelliklerve eğilimleri neden muhafaza ettiğini henüz açıklayamamış olsa da, bu tohum hücrelerin potansiyel olarak kişinin önceki hayatında sahip olduğu tüm deneyimleri, karakterleri, eğilimleri ve arzuları içeren reenkarnasyona uğramış bir bedenin ince şeklinden başka bir şey olmadığını açıklayan "Vedanta Felsefesi" ni onayladığı sonucuna varmakta.
Vedanta'ya göre; tohum ya da bu ince beden, bedenin doğumundan önce de, ölümünden sonra da varolmaya devam eden, fiziksel, zihinsel ve organik güçleri farklı varoluş düzlemlerinde tezahür ettirme eğilimlerine sahip olan bir merkez. Aynı zamanda zihinsel güçlere ve duyu güçlerine de sahip.
İnsanın özünü oluşturan, hayvani ve ahlaki ya da ruhsal olan iki doğadan, insanlar kadar hayvanlarda da bulunan hayvani doğanın, bütün eğilimleri, duyusal zevklere duyulan arzuları, benlik sevgisini, ölüm korkusunu ve varolma mücadelesini içerip, sadece insana özgü varolan gerçek sevgisi, ihtiras üstünde hakimiyet,duyuların kontrolü, kendinden feragat, merhamet, şefkat, yardım etme arzusu, bağışlayıcılık,bir Yüce Varlık'a inanç ve ibadet gibi daha yüksek ahlaki ve ruhsal doğa ifadelerini insanın arayışını en iyi açıklayanın, başkalaşıma potansiyel güçlerin gerçek hale gelme çabasının neden olduğunu söyleyen "Vedanta Felsefesi" olduğu sonucuna varmakta.
Bir insanın öldükten sonra ruhun yeni bir bedene geçtiğini ve kendisiyle birlikte geçmiş enkarnasyonlarda topladığı ve deneyimlediği her şeyin depolandığı ince bedeni de aldığını söyleyen Reenkarnasyon Teorisi'nin, sadece yaşam sürecini açıklayan Evrim Teorisi'nin tamamlayıcısı olduğunu ifade ederek iki teoriyi birbiriyle bağdaştıran Swami ABHEDANANDA'nın bu kitabı, "Reenkarnasyon" ve diğer teoriler arasında karşılaştırmalı değerlendirmeler yapmak, konu hakkında bulanık görüşlerini netleştirmek isteyenler için sıkılmadan okuyabilecekleri bir kaynak.
Müzik: Yann Tiersen - Naval |