nazaninan
  • ANA SAYFA
  • PROFİLİM
  • SİTE HARİTASI
  • ZİYARETÇİ DEFTERİ
  • İLETİŞİM

ALGI KAPILARI

4/18/2012

0 Comments

 


ALGI KAPILARI


Eğer Algı kapıları temizlenseydi
Her şey insana, olduğu gibi
Görünürdü;

SONSUZ !


William Blake


Picture
     Güney Amerika ve Meksika yerlilerinin “peyote” adını verdiği ve ilahi bir saygı gösterdikleri bir kaktüs kökünü ilk kez fark eden batı dünyası bu bitkiyle ilgili ilk incelemeleri 1800 lerde yapar. Yapılan bilimsel incelemeler sonucunda peyotenin etkin maddesinin meskalin olduğu ve meskalinin de diğer maddelerden daha az zarar vererek bilincin niteliğini derinden değiştirdiği tespit edilir.

     1900 lerin ortalarında ise, bir psikologun denetiminde meskalinin bilinç üzerindeki etkilerinin araştırılacağı bir deney hazırlanır. Ünlü yazar Aldoux Huxley  kobay olarak kullanılmak üzere gönüllü olarak katılır bu deneye.

Picture
     “Algı Kapıları” başlıklı kitap, Aldoux Huxley’in ilacın etkisindeyken yaşadığı deneyimleri ve bu deneyimlerinden vardığı sonuçları topladığı kitabıdır.  Katıldığı bu deneyle bir yandan bilimsel bir araştırmaya yardımcı olurken diğer yandan da ihtiyacı olan sorularına cevap bulabilmek için kendi öznel deneyimlerini zenginleştirir yazar.

     Kitabın konusunu incelemeden önce yazarını kısaca tanımak istersek; 1894-1963 yılları arasında yaşamış, İngiliz asıllı şair ve yazar Aldoux Huxley’in kendi iç yolculuğuna çıkmış  gerçeği arayan her yolcu gibi ulaştığı basamak taşlarını işaret eden eserler veren bir yazar olduğunu görürüz. Huxley’in hayatı onu sarsıcı, evren anlayışını sorgulatıcı büyük acılar ve önemli olayların ard arda gelmesiyle geçer. Küçük yaşlarda geçirmiş olduğu bir göz hastalığı nedeniyle bir yıl kör kalması, erken yaşlarda annesini kaybederek ailesinin dağılması ve kardeşinin intihar etmesi gibi önemli olaylar yaşaması varoluşa dair arayışını başlatıp,  hayata bakışını değiştirmesine neden olur. 

     “İnsanın tüm evrende kesin olarak değiştirebileceği tek şey vardır; Kendisi!” diyen Huxley,  bu sözüyle evrene ve kendisine dair algısının özetini  koyar ortaya.

     İçinde bulunduğumuz alemi duyu organlarımızla algıladığımızı söylemek bilinenin tekrarından ibaret olacak belki ama, “Algı Kapıları” başlıklı kitabın tüm konusunun özü, bilinen bu bilgiye dayanmakta.

     Nesnelerden yansıyan titreşimlerin duyu organlarımız tarafından beynimize elektrik sinyalleri olarak iletilmesiyle beynimizde oluşan görüntü, ses, koku vs. özelliklerde bir evren algısına sahip olmaktayız. Duyu organlarımızın belli kapasitelerinin olduğu, bu kapasitenin dışında kalan titreşimleri algılayamadığımız için de sadece algılayabildiğimiz kadarına gerçek dediğimiz de bilinmekte. Dışımızda kalan evrenin  (ki buna kendi bedenimiz de dahil), duyu organlarımızın algılamakta yetersiz kaldığı geri kalan bölümü hakkında hiçbir fikrimiz yok. Nasıl göründüğü, nasıl seslere sahip olduğu, ne renklerde olduğunu bilemiyoruz. (Evreni Algılayış-Video)

Picture
     Algı Kapıları’nda Huxley’in anlattıkları, duyularımızın algılamakta yetersiz kaldığı ve hiçbir zaman algılayamadığımız kapasite dışı kalan alanın, ilacın etkisiyle algılandığı halinin ayrıntılı tasvirleri.

     Deney öncesinde okuduklarıyla, ilacın kendi iç dünyasına girmesini sağlayacağını umut eden yazar ilacın ilk etkilerini bakın nasıl anlatıyor:

     “…Ama beklediğim olmadı. Ben, gözlerim kapalı yatarken çok renkli geometrik görüntüler, mücevherlerle süslü ve olağanüstü güzel canlanan yapılar, kahraman varlıkların yer aldığı manzaralar, nihai esinin eşiğinde durmadan sallanan sembolik oyunlar görmeyi beklemiştim. Ama belirgin olan şuydu: Manevi yapımın özelliklerini, yani mizacımın, eğitimimin ve alışkanlıklarımın gerçeklerini hesaba katmamıştım.

      …Hapımı saat on birde aldım. Bir buçuk saat sonra çalışma odamda oturuyor ve dikkatle küçük cam bir vazoya bakıyordum. Vazoda sadece üç çiçek vardı; tamamen açmış portekizgüzeli gülü, açık pembe renkliydi ve her taçyaprağının kökünde daha sıcak, daha koyu renkte bir yuvarlak, büyük bir morumsu kırmızı, krem renkli karanfil ve kırılmış sapının ucunda açık mor bir irisin çıplak ve patlamış tomurcuğu vardı. Rastgele ve geçici olarak bir araya getirilmiş bu küçük çiçek demeti geleneksel zevklerin bütün kurallarını altüst etmişti. O günkü sabah kahvaltısında , o çiçek demetindeki renklerin canlı uyumsuzluğuna hayran kalmıştım. Ama artık bunun önemi yoktu. Baktığım şey artık alışılmamış bir çiçek düzenlemesi değildi. Adem’in yaratıldığı günün sabahında gördüklerini görüyordum. Çıplak varoluş mucizesini, anbean yenilenen mucizeyi.

     ‘Nasıl, iyi mi?’ diye sordu biri.

     ‘Ne iyi, ne de değil.’ dedim. ‘Sadece öyle.’

     …gül, iris ve karanfilin bu kadar yoğun bir şekilde vurguladıkları şey, kendi olduklarından ne bir fazladır ne de bir eksik; fanilik aynı zamanda ebedi hayattır, daimi bir yok oluş, aynı zamanda saf varoluştur, bir anlar demetidir, içlerinde, dile getirilemeyen ancak bilinen bir paradoks nedeniyle bütün varoluşun ilahi kaynağının görülmesi gereken eşsiz parçacıklar toplamıdır.

     Buda’nın Dharma Gövdesi nedir? (Buda’nın Dharma Gövdesi demek; Zihin, Öylelik, Boşluk,Tanrı demenin bir başka şeklidir.) Doğal olarak Buda’nın Dharma gövdesi bahçenin sonundaki çalıydı. Aynı zamanda ve en az onun kadar doğal olarak şu çiçeklerdi, benim (ya da daha doğrusu benim boğucu sarılışımdan bir an için kurtulmuş o kutsal ben-olmayan olarak) baktığım her şeydi.”

     Huxley, zaman ve mekana karşı bütünlüklü bir kayıtsızlıkta, durmadan değişen tek bir vahiyden oluşan sürekli bir “şimdi” yi duyumsadığından söz eder. Her şeyin kendi iç ışığıyla parladığı ve sonsuz bir önemde olduğu bir dünyadır algılamakta olduğu. Günlük hayatta gayet sıradan olan bir iskemlenin bacağında mucizevi yuvarlaklıkları, cilanmış yüzeyinde doğa üstülüğü görmektedir. Sadece bakarak değil, gerçekte onlar olarak, bir çok dakika mı  bir çok asır mı geçirdiğinin ayırdında olmadan; sandalyeyi oluşturan Benlik Olmayan’ın içinde kendi Benlik-Olmayan’ı olarak kalır.

     Yaşadığı bu olağan üstü deneyimi anlamlandırmak için bir kuramdan yararlanır yazar. Bu kurama göre beyin, sinir sistemi ve duyu organlarının işlevi üretici değil, eleyicidir. Her birimiz potansiyel olarak büyük bilince sahip olduğumuz halde, biyolojik işleyişi mümkün kılabilmek için beyin ve sinir sistemi tarafından yararsız ve ilgisiz bilginin dışarıda bırakılacağı bir eleme yapılır. Kısacası, kendi bilincimiz olarak idrak ettiğimiz, beyin ve sinir sisteminin indirgeme filtresinden geçmiş Büyük Bilinçtir. Bir başka ifadeyle Tek Büyük Bilinci öznel olarak deneyimleyen varlıklarız da denilebilir.

     Yazarın ilacın etkisiyle deneyimlediği bu farklı algı durumu, resim, müzik, veya herhangi bir manzara gibi değişik araçlarla da ortaya çıkabilen ve gündelik yaşamımızın ötesine açılan kapılar gibidir adeta. “Şimdi’nin Gücü”  başlıklı kitabında Echart Tolle’un de bahsettiği bu farklı algı durumunda nesneler beyin ve sinir sisteminin indirgeme filtresinden geçmemiş haliyle, kendi öyleliklerinde algılanmaktadır.

     Huxley, bu algı durumundaki kendinden geçme halinin ayrıntılı analizini yaparken, gerçeği gören sanatçıların üretmiş oldukları eserlerini de inceler.

     Mistik bilgelerce asırlardır söylenegelmiş; beş duyumuzla algıladığımız evrenin farklı bir algı durumuna ulaşıldığında farklı görünüşünün olduğuna dair sembolik anlatımların, bilimsel bir deneyle desteklenerek, bir uyarıcı etkisiyle bahsedilen algı durumunun yaşanılmasına örnek olması bakımından kitabın içeriği anlam kazandı benim için.

     Okuyanlar veya okuyacak olanlar, her ne kadar beyinde en az zarar veren denilse bile sonuçta bir uyuşturucu olan meskalinin etkilerinin övüldüğü bir kitabı tanıttığım yanılgısına düşmemeleri için bu ayrıntıyı eklemek istedim. Kitabın yazarı Aldoux Huxley’in de, kitabın içeriğini yararlı bulup tanıtmaya çalıştığım için benim de kesinlikle bu algı durumunu deneyimlemek için sadece meskalinin etkisine ihtiyaç duyulduğu yönünde bir görüşümüz yok. 

     Alimlerin günümüze kalan eserlerinde önerdikleri, namaz, meditasyon, zikir çalışmaları, ego arındırmaları ve hatta bu çalışmaların daha etkin olabilmesi için öngörülen koşullar; mesela nefes çalışmaları, çalışmalar yapılırken beş duyu algılamalarının en aza indirgenebileceği ortamların seçilmesi gibi önerilerin tamamının aynı algı durumuna ulaşabilmek için işaretler olduğu görüşündeyim.

     İçinde bulunduğumuz evreni sadece beş duyusuyla algılayıp, algıladığı kadarına da gerçek diyenler için, farklı bir algı durumunun da mevcut olduğu, bu algı durumunda bilinen nesnelerin görünüşlerinin bilinenden çok farklı olduğunun inceleme ve analizini bir bilimsel deney eşliğinde deneyimleyen bir yazardan okumak isteyenler için önereceğim bu kitabı.
 


Picture

ALGI KAPILARI
Yazarı: Aldoux Huxley
Çeviren: Mehmet Fehmi İmre
Yayınevi: İmge Kitabevi
Yay.Tarih:  2009
Yay.Yer: İstanbul
Fiyatı: 12.00 TL.
                                                       
                                                                                                                                        
0 Comments

Your comment will be posted after it is approved.


Leave a Reply.

    Yazar

    Nazan İnan

    Picture
    ►KİTAP TANITIM
    ►Karma Felsefesi
    ►Reenkarnasyon
    ►Şimdi'nin Gücü
    ►Meher Baba
    ►Tanrılar Okulu
    ►Hayy İbn Yakzan
    ►A'mâk-ı Hayal
    ►Tuesday Lobsang Rampa
    ►Tibet'in Gençlik Pınarı
    ►Meryem Suresi ve Erk.siz Çocuk Sahibi Olabilmek
    ►Kybalion ve İdris Peygamber
    ►Mantıku't Tayr (Kuşların Diliyle)
    ►Simyacı ve Dairesel Yolculuk
    ►Siddhartha
    ►Fiziğin Taosu
    ►Hakikâtin Özü (Zübdet'ül Hakâik)
    ►Algı Kapıları

    ►KİTAPLARDAN ALINTILAR
    ►Hayata Bakış
    ►İyiye Ve Kötüye Dair
    ►Dhammapada
    ►Bir Irmak
    ►Allahım Konuş Benimle
    ►İlahi Marifete Ulaşmak
    ►Şimdi'de Varolmak
    ►İbn Arabi'nin İbn Rüşd'le Karşılaşması
    ►Asuri Hükümdarı Asarhadon
    ►Nuh Peygamberin Yakarışı
    ►Sevmek

    ►KİŞİSEL GELİŞİM
    ►7.Gün
    ►Her İnsan Oyunun İçine Doğar
    ►Cennetin Müziği
    ►Enneagram
    ►Tavuk-Yumurta Sorusundan Varoluşa Bakış
    ►Evrenin Kesintililiği Ve Yeniden Yaratılış
    ►Kader, Kaza Ve İnsan
    ►Nefes Ve Bilinç Değişimi
    ►Gidenler, Gelenler, Kalanlar

    ►TASAVVUF HİKAYELERİ
    ►Ab-ı Hayat  Ağacını Arayış
    ►Aşık İle Sevgilisi
    ►Derviş Hasan'ın Hikayesi
    ►Bir Lao Tzu Hikayesi
    ►Yoksul Balıkçı İle Şeyhi
    ►Dünyanın En Büyük Nimeti Nedir?
    ►Çatlak Testinin Hikayesi
    ►Sokrates'in Son Sözleri

    ►VİDEOLAR
    ►Yunus Emre
    ►Mevlana Ve Sema
    ►Bab Aziz
    ►Avustralya'lı Gencin Müslüman Oluşu
    ►Ne Biliyoruz ki?
    ►Holografik Evren
    ►Dördüncü Boyut
    ►Güvercinin Kaybolan Gerdanlığı
    ►Evreni Algılayış

    ►BİLGİ PAYLAŞIM
    ►Pierre Poix'in Gönderisi
    ►Zafer Karlı'nın Gönderisi
    ►Fulya Simavi'den
    ►Bedi Ahsen'in Gönderisi
    ►ÖZLÜ SÖZLER

    RSS Feed

    Click to set custom HTML



    E-MAİL ADRESİNİZİ YAZIN:

    Yazılar Adresinize Gelsin

    Delivered by FeedBurner


Powered by Create your own unique website with customizable templates.